Elif Dagdeviren, bir nevi hayat özeti...
İlk ve orta öğrenimini TED Ankara Koleji’nde tamamladı. Aynı okulu birincilikler ve ödüllerle bitiren annesinin “Ders çalışacağım diye hayatı kaçırma, ama sınıfta da kalma; yine çok şeyi kaçırırsın” sözünü dinleyerek, ortalama notlarla sene kaybetmeden okudu. Ona deli gibi okumayı aşılayan babası da, hayatın çok boyutlu olduğunu, her yönüyle tanınması ve yaşanması gerektiğini öğretti. Elif Dağdeviren, her iki dünyayı da yaşayabilen şanslı bir çocuk olarak büyüdü.
Üniversiteye hazırlanırken de, hayattan, dostlardan ve kitaplardan vazgeçmedi. Edebiyat mezunu olmasına rağmen, herkesi şaşırtarak Hacettepe Üniversitesi İşletme Bölümü’nü kazanmayı başardı.
“Her şeye rağmen” başarılı geçen lise hayatının verdiği özgüvenle, biraz da “şımararak” üniversitede bocaladığını itiraf ediyor. Okula kısa aralar verip, Amerika’ya gitti ve çeşitli kurslar aldı. Rutgers University’de katıldığı Amerikan Sosyolojisi ve Sinema kursu sonucunda sinema okumak istediğine karar verdi. Ancak danıştığı Halit Refiğ ve Türker İnanoğlu, önce okulunu bitirmesini ve eğer istiyorsa, alaylı olarak da bu işi yapabileceğini öğütleyince, Ankara’ya dönüp okulunu bitirdi.
Okulun son yıllarında ilk iş tecrübesini yaşadı ve TRT’de çevirmen oldu.
Tekrar İstanbul’a döndüğünde Melih Kibar’la birlikte, o zamanlar yeni kurulmakta olan özel televizyonlara programlar yapmak üzere bir prodüksiyon şirketi kurdu ve ilk girişimci işine adım attı.
O yıl ilk kez tanıştığı ekonomik kriz sonunda, ikinci durak olarak kendini Bir Numara Yayıncılık’ın sahibi Ercan Arıklı’nın karşısında buldu. Onun önerisiyle, yeni kurulmakta olan Satel’e yöneldi ve haberler dışında tüm programları sunmaya başladı. Ama daha deneme yayınları yapılmaktayken, bir Pazar sabahı Ortaköy’de insanlar tarafında tanınmak onu korkuttu ve o korkuyla kendisini Aktüel dergisinde muhabir olarak buldu. Bir tür “sahne korkusu” onu yeni bir alana yönlendirecek ve bu da hayatının ilk dönüm noktasını oluşturacaktı.
Yeni işinde çok çalıştı. “Aslında çalışmıyordum da, çok sevdiğim bir işi yapıyorum diye, bir de bana, üste para veriyorlardı!” Ekibiyle birlikte çılgın ve orijinal işlere imza attı. Altı ay sonra Cosmopolitan dergisinin yazı işleri müdürlüğü teklif edildi. “23 yaşında bir çocuk için çok büyük bir işti. Korktum, ama editörlerimin desteğiyle kabul ettim.” Bir ay sonra da, derginin Genel Yayın Yönetmeni oldu. Dünyanın en genç yayın yönetmeni olarak literatüre geçti. Bir yıl sonra bu özelliğine, “satışları iki misline çıkartan ve reklamları artıran yayın yönetmeni” sıfatı eklendi ve yurtdışında ödül aldı.
25 yaşında hayatında yeni bir dönem açıldı. Artık hayatı işten ibaretti, ama neyse ki, işi onun için hayatın ta kendisiydi. Bir süre sonra bir mola ihtiyacı duydu ve her şeyi bırakarak Amerika’ya döndü. Çalışmaya alışmış biri, boş oturursa yaşlanır. Yine bir kurs buldu: New York Baruch College’da “Business of Music” ve bu konuda çalışmalar yaptı.
“Türkiye benim vatanım ve dünyanın neresinde olursanız olun, eğer ülkeniz birinci ligde değilse, siz de olamazsınız. Ve benim bu ülkeye borcum var.” Bir yıl sonra bu düşüncelerle döndü ve Hürriyet gazetesi Kelebek ekinin yayın yönetmenliğini kabul etti. Üç ay sonra ise, alışık olmadığı bir düzende buldu kendini. Hiçbir zaman koltuk derdi olmamıştı ve yöneticiliği, isteyenlere bırakıp köşe yazmaya, röportaj yapmaya döndü.
Kısa sürede köşelerin de koltuklar kadar kavga konusu olduğunu anladı. “Kavga, hayatta yapmak istediklerimden zaman çalmaktan başka, hiçbir işe yaramaz. Ben yapacak işi olmayıp da kavga edenlerden değilim” deyip ayrıldı. Bir televizyon programı ve başka köşe yazarlıkları bunu izledi.
Derken Amerika’da tanışmış olduğu aşkını, geleceğin uygarlığını, interneti Türkiye’ye getirmenin yollarını aramaya başladı. Yeni bir dönüm noktasının eşiğindeydi. Ortağı Altuğ İnci ile beraber Türkiye’nin ilk internet içerik sağlayıcı şirketini, Netbul.com’u kurdu.
Herkes onlara deli gözüyle bakarken azimle, birikimlerini bitirdikten sonra da borçla harçla işi büyüttüler ve birdenbire şirketlerini satmaları için teklif üstüne teklif almaya başladılar. Kısa sürede bir marka haline gelen Netbul’un önce hisselerini ortağından satın aldı, 2001 yılında da sattı. Türkiye’nin ilk satılan “dot.com” şirketi olarak özellikle yurt dışında çok ilgi çekti.
Bir süre Türkiye’de ve yurtdışında internet konusunda konferanslar verdi. Bir zamanlar yaptığı ve yapmaktan en çok zevk aldığı işlerden biri olan üniversitedeki eğitmenlik işine geri döndü. Ama bununla da yetinmedi en büyük hayallerinden biri olan eğitim için Akademi Hayat adlı bir eğitim kuruluşunun ortaklarından biri oldu.
Bu iş birliğinin yanı sıra bir de İstanbul’a ilk taşınma nedeni olan sinema ile ilgili bir adım atıp Türkiye’nin en saygın vakıflarından biri olan TÜRSAK vakfının yönetim kurulu üyesi oldu. Türkiye dışında da sinema ve televizyon ile ilgili bol bol uluslararası kontak kurdu.
Sinema ile ilgili birikimlerini profesyonelleştirmeye karar verdi ve 2005 yılında ortağı Bülent Helvacı ile Hermes Film Prodüksiyon şirketini kurdu. Sırasıyla “Beyza’nın Kadınları” (Yön: Mustafa Altıoklar), “Living and Dying” (Yön: Jon Keeyes), “Dondurmam Gaymak” (Yön: Yüksel Aksu) ve “Cenneti Beklerken” (Yön: Dervis Zaim) adlı filmlerin ortak yapımcılığını gerçekleştirdi. Filmler ulusal ve uluslararası alanlarda birçok ödül aldığı gibi, “Dondurmam Gaymak” filmi 2007 yılında en iyi yabancı film Oscar aday adayı olarak Türkiye’yi temsil etti.
Daha sonra tek başına kurduğu EDGE Yapımcılık ve İletişim Danışmanlığı şirketi ile “Kariyer Edin”, kendi hazırlayıp sunduğu “Sosyal Alem”, Bilgi Üniversitesi’nin bir düşünce kuruluşu olan Yönetim Kurulu Üyesi olduğu Küresel Sorunlar Platformu için hazırladığı “Kelebek Etkisi” ve ulusal bir fenomen haline gelen “Heberler” adlı televizyon programlarının yapımcılıklarını üstlendi. Yine EDGE bünyesinde Türkiye’nin en çok ses getiren filmlerinden “İftarlık Gazoz” filminin NuLook ve Teke Film ile birlikte ortak yapımcılığını gerçekleştirdi.
Türkiye sineması ile ilgili uluslararası farkındalık yaratma adına Türk filmlerini dünyanın önemli festivalleri ve sinema okulları ile buluşturma misyonu ile Cinema of Turkey organizasyonunu kurdu. “Sinema okullarının mezunları ileride kendi ülkelerinde hatta belki de dünyada önemli sinema insanları olacaklar. Öğrenci iken Türk filmleri ile tanışmaları, Türkiye ve Türkiye’nin yaratıcıları ile de tanışmaları anlamına gelecek.” Bu hedefle Madrid Escuela Tai ve Moskova VGİK okulları ile yapılan iş birliklerinde öğrenciler; Türkiye sinemasının önemli filmlerini seyrettiler, yaratıcıları ile buluştular, Türkiye sineması hakkında verilen ödevleri yaptılar ve öğretmenlerinin seçtiği birer öğrenci de Türkiye’de ağırlandı.
51. yılında Uluslararası Antalya Film Festivali direktörlüğü teklifini de yine Türkiye sinemasının uluslararası gücüne katkıda bulunabilmek hevesi ile kabul etti. Festivale; filmlerin dünya pazarlamasına katkıda bulunma hedefli Film TMR, İçinden Antalya Geçen Filmler Destek Fonu, Rengahenk Türk filmleri seçkisi, Akdeniz ve İstanbul Üniversiteleri işbirlikleri ile öğrencilerle belgesel yapımları, farkındalık korteji gibi sinema temelli sosyal sorumluluk çalışmaları, uluslararası festivallere işbirlikleri gerçekleştirme adımları gibi katkılarda bulunmaya çalıştı.
Bu arada kültür ve sanat etkinlikleri gerçekleştirmeye de devam etti. Antalya halkının farklı insanlarla bir araya gelmelerini sağlamak üzere “Akra Talks” adlı bir sohbetler serisi kurguladı ve 30’dan fazla sohbet gerçekleştirdi. Akademi Beyoğlu’nda “Tecrübe Konuşuyor” sohbetler serisi ile gençlerle farklı mesleklerden ünlü insanları farklı bir konseptte buluşturmaya başladı.
Aralık 2018'de tekrar TÜRSAK Vakfı'na, bu defa Türkiye sinemasının uluslararası yolculuğunda daha da etkin olabilmek adına Vakıf Başkanı olarak döndü. Kayyuma gitmek üzere olan vakfı tekrar ayağa kaldırarak gençleşmesine, güçlenmesine ve dijitalleşmesine vesile oldu.
2020 yılında Cem Kınay ile beraber tüm deneyim ve ilişkilerini yaşadıkları topraklar için kullanmak adına Anatolity Sürdürülebilir Kültür ve Turizm Vakfını kurdular.
Son zamanlarda da web 1.0'ın öncülerinden olarak web 3.0'a giden yolda yeni bir evren yaratabilmek adına ZayaLife tasarımına başlayan Dağdeviren; ortaklarıyla kurduğu MANZA.io ile bunun ilk adımını attı. Ayrıca yakın zamanda hayata geçirdiği Zaya House adlı mekanında sergiler ve etkinlikler düzenliyor. ZayaLife markası altında Zaya İçerik, PopAjans gibi projelerin geliştirilmesi için çalışıyor.
Bu arada da Etik Vegan ve çevre aktivisti olarak gönüllü farkındalık projelerine, konuşmalar ve etkinliklere katılıyor.
Halen jüri üyelikleri yapmaya, konuşmacı olarak hiç durmadan dolaşmaya, gezgin bir yemek sevdalısı olarak Türkiye ve dünyayı keşfetmeye devam ediyor. Kendisini Türkiye’nin uluslararası gönüllü kültür elçisi olarak konumlandırıyor.






Gazetecilik ve köşe yazarlığı yaptığı mecralar:
Dergiler: Aktüel, Cosmopolitan, Esquire, Marie Claire, Eve, Amica, Baz, Black and White, Sole, Hello, OK
Gazeteler: Sabah, Hürriyet Kelebek eki, Akşam Gazetesi
İnternet: Ajan.net, Netbul
Genel Yayın Yönetmenliği yaptığı mecralar:
Cosmopolitan Türkiye
Hürriyet Kelebek Gazetesi
Marie Claire Türkiye
Kurduğu, ortağı olduğu şirketler:
Imedya İntenet İçerik Şirketi
Netbul.com
Akademi Hayat
Hermes Film
İstanbul Arena Konser Merkezi
The Netfork Sosyal Medya İletişim Ajansı
EDGE Film Yapımcılığı ve Yaratıcı Danışmanlık Şirketi
Yapımcılığını yaptığı filmler:
Beyza’nın Kadınları Yönetmen: Mustafa Altıoklar
Living and Dying, Yönetmen: Jon Keeyes
Dondurmam Gaymak Yönetmen: Yüksel Aksu
Cenneti Beklerken Yönetmen: Derviş Zaim
İftarlık Gazoz Yönetmen: Yüksel Aksu
Televizyon programları:
“Şimdi Bu Program Çok Moda”, ATV, Life Style. Konsept,, Yapımcı, Araştırmacı, Sunucu.
“Elif Dağdeviren’le”, STAR, Toplumsal Tartışma. Araştırmacı, Sunucu..
“Genç Türkler”, CINE 5, Siyasi Tartışma. Konsept, Yapımcı, Araştırmacı, Sunucu.
"Aşka Sürgün", ATV, Drama. Oyuncu
“Sosyal Alem”, Türkmax, Sosyal Medya Bazlı Talk Show. Konsept, Yapımcı, Yazar, Araştırmacı, Sunucu.
“Kariyer Edin”, TRT, Yarışma. Konsept, Yapımcı, Araştırmacı
"Kelebek Etkisi". Kanal 360. Siyasi Tartışma. Konsept, Yapımcı, Araştırmacı.
“Heberler”, Türkmax, Siyasi Hiciv. Yapımcı, Yazar, Heberci, Bazen de Oyuncu.
Eğitim vermiş olduğu kurumlar (Gazetecilik, Yapımcılık, Eğlence İletişimi, İnternet Yayıncılığı ve İletişimi):
İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi,.Gazetecilik Ajansı, Röportaj Teknikleri
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi, Röportaj Teknikleri ve Medya Yönetimi
Kültür Üniversitesi İletişim Fakültesi, Medyada Bireysel İletişim
Akademi Hayat. Gazetecilik, Yeni Medya, Bireysel İletişim
Müjdat Gezen Sanat Merkezi. Sinema ve Televizyon Bölüm Başkanı, Sİnema Yapımcılığı
Akademi Beyoglu. Film Yapımcılığı
Bahçeşehir Üniversitesi. Film Yapımcılığı ve İletişimi (Halen devam ediyor)
Üyesi Olmuş Olduğu Vakıf ve Sosyal Kuruluşlar:
ANATOLITY / Sürdürülebilir Kültür ve Turizm Vakfı başkanı
Metaverse Union, Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Sekreteri
TOBB Kreatif Endüstriler Meclisi
Oy ve Ötesi Derneği Yönetim Kurulu Üyesi
TÜRSAK / Türkiye Sinema ve Audiovisiual Kültür Vakfı. Vakıf Eski Başkanı.
EWA, European Women's Audiovisual Network
EFA, European Film Academy
Türk-Ermeni İş Konseyi. Yönetim Kurulu Üyesi (Eski)
Bilgi Üniversitesi, Küresel Sorunlar Platformu. Yönetim Kurulu Üyesi (Eski)
Kültürel Etkinlikler ve Organizasyonlar (Bazıları):
Arena İstanbul. Ulusal ve Uluslararası konserler. Kurucu ortak. (2006-2007)
Uluslararası Antalya Film Festivali. Festival Direktörü (2014-2017)
Cinema of Turkey. Kurucu..
Türkiye Sineması Uluslararası Akademik Buluşmaları: Moskova. VGIK İşbirliği ile. (2014).
Türkiye Sineması Uluslararası Akademik Buluşmaları: Madrid. Escuela TAI işbirliği ile. (2015).
Moskova Film Festivali. Türk Filmleri Küratörü (2015).
Akra Talks. Sohbetler Serisi. Antalya Akra Otel. Yaratıcı, uygulayıcı, moderatör (2017)
Tecrübe Konuşuyor. Sohbetler Serisi. Akademi Beyoğlu. Yaratıcı, uygulayıcı, moderatör (2017-2019)
Türkiye Teknoloji Buluşmaları. Akbank ve Vodafon Türkiye teknoloji konferansları. Konuşmacı (2019 - halen)
Kızkardeşim Sosyal Sorumluluk Projesi. TOBB, Habitat ve Coca Cola ile eğitimler. Konuşmacı. (2019 – 2021)